Kurbanların kesilmesi, herise dağıtılması ve ibadetlerin ardından tamamlanan Ğadir Hum Bayramı nedeniyle Alevi Kültürünü Araştırma Derneği (AKAD) tarafından İskenderun Grand Plaza’da konferans düzenlendi.
Güvenlik önemlerinin dikkat çektiği konferans girişinde, salona giren herkese üst araması yapıldı.
“Ğadir Hadisinde Hz Ali’nin Halife İlanı İnkarı Mümkün Olmayan Bir Hakikattır” konulu konferans, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın hep bir ağızdan okunmasıyla başladı.
İskenderun Kaymakamı Hacı Hasan Özyiğit, Arsuz Kaymakamı Fatih Baysal, AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar, CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, CHP Hatay Milletvekili Adayı Doktor Riyat Kırmızıoğlu, MHP Hatay Milletvekili Adayı İbrahim Gül, CHP Hatay Milletvekili Adaylığından istifa eden Sonay Aykut ve eşi Murat Aykut, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Levent Yılmaz, İskenderun Ticaret Borsası Genel Sekreteri Engin Vayısoğlu, Arsuz Belediye Başkan Yardımcıları Sedat Deveci ve Ali Yavuz, AK Parti, CHP ve MHP ilçe başkan ve yöneticileri, Vedat Tosun, Jorj Basus ve Turan Bozkurt, Hıristiyan Cemaatini temsilen Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Can Teymur, Ermeni Cemaatini temsilen Garbin Kısadur, Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni temsilen Arsuz İlçe Koordinatörü Edip Kaynar, CHP Arsuz İlçe Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Gökpınar, Türk Metal Sendikası Yöneticileri ve daha bir çok önemli misafir katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle gönülleri mest eden Alevi İnanç Önderi Şeyh Mennan Gündüz, muhteşem bir ziyafet sundu.
İskenderun AKAD Başkanı Nihad Yenmiş yaptığı konuşmada oldukça sert ifadeler kullandı ve AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’ın gözünün içine baka baka hükümetin Alevi vatandaşlara yönelik uygulamalarını eleştirdi.
Konuşmasını bir çok başlık altında toplayan ve her satırında sert ifadelerle Aleviler adına sitemini dile getiren Başkan Nihad Yenmiş, yangın yerine dönen Ortadoğu’da katledilen insanlar içerisinde Aleviler’in büyük bir çoğunluğu oluşturduğuna vurgu yaptı.
Nihad Yenmiş’in Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin konuşmasındaki sözleri şöyle: İçinde yaşadığımız asırda ve bulunduğumuz coğrafyada, bizi direk yada dolaylı olarak etkileyen olayları iki ana başlıkta ele almak mümkündür. Bunlardan birincisi dış gelişmelerin etkilediği süreç ikincisi de Alevilerin ülke içerisinde hergün karşılaştığı ancak bir türlü çözülmeyen sorunlar. Sadece bizi değil global ölçekte bütün dünya halklarını, gelişmeleri endişeyle takip etmeye yöneltmiş olan, Arap Baharı olarak başlayan ve hala etkisi devam eden süreçle başlayalım.
Bu süreç öyle bir biçim kazanmıştır ki , yaşanan sorunlar ve karşılaşılan terör, insanlık tarihinde görülmemiş vahşi katliamları toplumun bilincine kazımıştır. Ülkemizin güneyinde Suriye ve Irak’ta yaşanan sözde Demokrasi ve özgürlük savaşının aldığı boyut bizleri tedirgin etmektedir.
Büyük Orta Doğu Projesi ile Ortadoğu’yu sürekli kanlı bölge haline getiren emperyalist ABD, Ortadoğu’daki işbirlikçileriyle birlikte,demokrasiden nasibini alamayan Katar ve Suudi Arabistan Devletleri gibi kendilerine biat etmiş bir takım güçleri kullanarak Mezhep savaşlarını başlatmıştır.
Dört yıldır devam eden bu Kirli savaşta Aleviler, sorgusuz sualsiz ,sırf Alevi oldukları için öldürülmektedirler.
Ortadoğu’da sınırlar yeniden belirlenip yeni devletlerin kurulabileceği hayalini yaşayanlar, Alevilerin katledilmesini görmezlikten gelmektedirler. Bunlar ,IŞİD’in kendilerine saldırmayacağı güvencesini almışlardır.
İŞİD’i sorun olarak görmeyip, Alevilerin katline ses çıkarmayan, diğer katil gruplara destek sloganları atarak Eğit-Donat safsatası ile sözde özgürlükçü geçinen, katillerden oluşmuş bu örgütlerle mücadeleye değil de Alevi katliamına destekte ısrar edenler, tarihte hak ettikleri yeri mutlaka alacaklardır.
Bizler Güneyde yaşayan Aleviler olarak bu bölgenin güvenliği konusunda ciddi endişeler taşımaktayız.Bu dört yıllık süre içerisinde güneyimizdeki Kirli iç savaşta yaşanan sıcak gelişmeler bizi tedirgin etmektedir.
Güney sınırımızda ve hava Limanlarımızda yaşanan terörist sirkülasyonun varlığı endişelerimizde haklı olduğumuzu göstermektedir. Özellikle canlı bomba girişimlerinin ülkemizde yaşanmaya başlanması güvenlik endişemizi haklı çıkarmaktadır.
Güvenlik güçlerimizin ve askerlerimizin, bizimle uzaktan yakından alakası olmayan bu bataklıkta yer almalarını istemiyoruz.
Yaşanmakta olan Asker-Polis ölümlerinin bir an evvel son bulması ve ülkemize barış ,huzur ve güvenli yaşamın derhal gelmesini temenni ediyoruz.”
Sözü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine getiren Başkan Nihad Yenmiş, Alevi çocukların Sünni içerikli Din dersine zorunlu bırakılmasının Laik devlet anlayışıyla bağdaşmayacağını söyledi.
Nihad Yenmiş şöyle konuştu:
Bir defa bu ders, bir “Din Kültürü” dersi değildir. Din Kültürü, tüm Dünya’daki ilahi ve diğer dinlerin kültürünü kapsamalıdır. Öyle olsa, neden Yahudi ve Hıristiyan öğrenciler o dersten muaf sayılıyor? Eğer ders, dinler hakkında genel olarak bilgilendirici bir ders ise onların bu derse girmemeleri nasıl açıklanabilir?
Bu ders İslam mezheplerinden “Hanefi” mezhebinin temel felsefe ve ritüellerini baz alıp tüm Okullarda ders gören öğrencilere okutulmasını zorunlu hale getiren bir anlayışın pratiğidir. Sünni İslam temelli bir dersi, Alevi öğrencilerinin de almasının zorunlu tutması ve bu dersten muaf olmak için tercihli seçicilik mekanizmanın bulunmaması laiklikle çelişmektedir. Bu durum asla kabul edilemez
Bir devlet dinin bir mezhebinin yorumu üzerine Diyanet işleri Başkanlığı kuruyor ,bunu anayasal bir kurum haline getiriyor ve sadece bu mezhebin mensuplarını din görevlisi olarak devlet kurumlarına atayıp maaş bağlıyor ancak halkın değişik dini unsurlarını görmezden gelmekte ısrar ediyorsa bu devlete nasıl laik devlet denilebilir?”
