Gündeme dair sert açıklamalarda bulunan başkan Toksoy ; yayınladığı basın bildirisinde şu açıklamalara yer verdi ;

SARAY SOYTARISI TUĞRUL  VE MİLLİYETÇİ HAREKET

Milliyetçi Hareket Partisi bugün bir kez daha menfaatçilerin, kırmızı plaka tutkunlarının, Babasının davasını ve  partisini satanların hainliği ile karşı karşıyadır.
9 Şubat 1969 kuruluş yılından itibaren her türlü zorluklarla karşı karşıya kalan, ihanetlere, satılmışlıklara, çıkarcılara göğüs geren, darbeler atlatan ama yıkılmadan bugünlere kadar güçlenerek gelen Milliyetçi Hareket Partisi, bugün bir kez daha ihanetle karşı karşıya.
Başbuğ Alparslan Türkeş, kurduğu bu parti ile karşılıksız vatan nasıl sevilir, siyasette onurlu ve dik nasıl durulur tüm siyasetçilere göstermiştir. Fakat bugün gelinen noktada Başbuğ Alparslan Türkeş'in sadece soyadından nasiplenebilmiş, dava adına dik duruş adına hiçbir şey öğrenememiş Bakanlık uğruna partisini satan Saray Soytarısı Tuğrul, bugün babasının kemiklerini sızlatmıştır.
Koalisyon görüşmelerinde ülkeyi kaosa sürükleyen AKP zihniyeti, erken seçime girecek seçim hükümeti için kendine yancı toplamaya başlamıştır. Milliyetçi Hareket Partisinden 3 isme teklif götürme cüreti gösteren AKP, Saray Soytarısı Tuğrul zevatı dışında umduğunu bulamamıştır. Başta Genel Başkan Yardımcımız Kenan Tanrıkulu Davasına, Partisine Başbuğ'a sadık kalarak gelen bakanlık teklifini reddedip, bu cesareti gösterdikleri için Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etmiştir.
Adamlığın cinsiyet meselesi olamadığını gösteren Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Meral Akşener, AKP zihniyetine gereken cevabı vermiş ve bakanlık teklifini reddetmiştir. Türkmen Beyimiz Devlet Bahçeli'nin parti olarak ortaya koyduğu dik duruş Türk Milleti tarafından büyük takdir toplamıştır.
Türk Milleti'nin girdiği bu zorlu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi'ni ve davasını satanların Bakanlık koltuğunda nelerden taviz verip nelere göz yumacaklarını zaman bize gösterecektir.
Biz bu davada yola çıkarken bütün zorluklara ve ihanetlere göğüs gerdik. Bundan sonra da germeye devam edeceğiz. Üstad Nihal Atsız'ın da dediği gibi "Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz." Dönekleri ve davasını satanlara tavrımız hep net olacaktır.
Başbuğ Alparslan Türkeş bu dava için ilk yola çıktığında "Davadan döneni vurun, Ben dönersem beni de vurun" diyerek davaya sadakatini ve  bağlılığı göstermiştir. Lakin Saray Soytarısı Tuğrul zevatı babasından hiç nasiplenmemiştir. 1997 yılında Başbuğumuzun vefatının ardından yapılan kongrede seçimi kaybettikten sonra Aydınlık Türkiye Partisi'ni kuran ve Milliyetçi Hareket Partisi'ni satan Saray Soytarısı Tuğrul, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin geçmişi unutarak Başbuğ Alparslan Türkeş Hatırına partiye tekrar davet ederek Bilge Liderliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Lakin bu Bilgeliği hainlikle karşılık veren Saray Soytarısı Tuğrul bugün bir kez daha Davasını satarak AKP'nin bakanlık teklifini kabul etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi saflarında AKP'ye demediğini bırakmayan Recep Tayyip Erdoğan'a en ağır eleştirileri yapan Saray Soytarısı Tuğrul, ne oldu da AKP-PKK ittifakına ortak olmuştur. Kaç paraya sattın Davamızı Ey Saray Soytarısı Tuğrul? Başbuğ'u düşünmedin mi hiç? O tırnakları çekilirken bile davasından vazgeçmedi. Ceza evinden çıktıktan sonra nerde kalmıştık diyerek yoluna devam etti. Sen kimin davasına hizmet etmek için bakanlık yapacaksın? Bakanlık için davasını satana Adam denir mi? Vatan sabırdır; mirasyediler idrak edemez. Vatan yürek atışıdır; korkakların eline bırakılamaz. Önce Kutalmış, şimdi Tuğrul. İkisi de babasına layık olamadılar. Ama unutulmasın ki Başbuğ'un iki oğlu yok. Başbuğ'un kendisine sadık davasından dönmeyen milyonlarca oğlu var. Biz Başbuğumuzun davasını son nefesimize kadar yaşatacağız. Hiçbir menfaat tekliflerine kanmayacağız. Hiçbir çıkar için davamızı satmayacağız.
1 Kasım seçimleri Türkiye'de milli ve üniter devlet yapısının, Türklük davasının kaderini tayin edecek bir önemde olacaktır. Böylesi bir tarihi dönemeçte milli davanın temsilcisi Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde daha çok oyun oynanacağı, baskıların artacağı anlaşılmaktadır. Ülkücü 'nün işi hiçbir zaman kolay olmamıştır. Ülkücü her zaman zorluklarla mücadele içerisinde, ihanetlerle sınanarak bugüne kadar ayakta kalmasını nasıl başardı ise, bundan sonra da davasından dönmeyecek ve mücadelesini son neferine, son nefesine kadar sürdürecektir.
Saygılarımla...
Dörtyol Belediye Başkanı
         Yaşar TOKSOY