Sabriye Sönmez’in özel haberi..

Kongreye her vatandaşın ve her kurumun katılımı serbest olmakla birlikte pankart asmak bir çeşit eylem yapmak yasa dışı bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Çelik iş Sendikasının Çalışma Bakanlığına açtığı yetki davasına ilintili olarak görünen pankart açma eylemi yetki sürecini ve kamuoyunu yanlış etkilemeye yönelik bir durum olarak tepkilere neden oldu.

 

SİYASAL PARTİ KONGRESİNİ SAKATLAYAN SEBEPLER

Siyasal Parti kongresini düzenleyen hukuka aykırı işlem, eylem ve ihmaller, iptal yaptırımının uygulanmasını zorunlu kılar. Vurgu ile belirtelim ki burada üzerinde durulan sebepler, kongrenin teşekkülüne, kongre düzenine, kongre gündemine ilişkin sebeplerdir. Kongrenin vücut ve zafiyeti ile ilgili sebeplerdir. Hukuka uygun kongrelerde alınan Hukuka aykırı kararların yargısal denetimi, inceleme alanımızın dışında Kalmaktadır

• Çağrı hukukuna uymama (eylemsel toplantı) (MK m. 74, 77; SPK. 14; Tüzük) (SPK 21/2 hükmü karşısında, MK m. 76 hükmü siyasal partiler hukukunda uygulanamaz) Divanın kongre hukukuna aykırı davranış, eylem ve yönetim tarzı, gündemi ihlal etmesi, kongre güvenliğini ortadan kaldıracak yanlı

uygulamaları (Tüzük, MK m. 79. Kıyasen Türkiye Büyük Millet Meclisi…..

Bakan Çelik Koruma Ordusu Nerede?

Evet, Ak Parti Kongresinde Çelik İş Sendikasının yaptığı pankartlı eylem ya da bir diğer adı ile Bakan Çelik ‘e rica mitingi normalde tüzüğe aykırı bir durum.

Elbette kongreyi iptal denebilecek boyutta olduğunu düşünmüyorum ya da düşünmek istemiyorum.

Ancak olaylara geniş açıdan bakacak olursak bir bakana her kişi ya da kurum ulaşmak isteyebilir.

Her vatandaşın bir sorunu ve bu sorunu ileteceği merci bakandır.

Ancak genelikle ulaşamazlar. Ve dev bir koruma ordusu ile karşı karşıya kalırlar. Şimdi değişen hangi koşullar bu koruma ordusunu durdurdu?

Ve bu koruma ordusu yetkisini kaybeden bir sendikaya öncelik tanırken örneğin: işini kaybeden, evladını yitiren ya da sakat kalan sade vatandaşlara neden etten duvar olurlar?

Çelik İş Sendikası Kısmen Suç İşlemiştir

15 aydır devam eden yetki alma sürecinde Çelik İş Sendikası var olan yetkisini kaybetmiştir. Ocak ayı itibarı ile yeniden yetki başvurusu yapması gerekiyor.

Ancak sayı yetersiz durum böyle olunca her yol mubahtır şeklinde hükümetin kapılarını zorlayan Çelik İş Sendikası son çare Ak Parti kongresinde pankart açmakta buldu.

Anca siyasi bir kongrede Sendikal bir faaliyet için destek istemek pankart açmak ve miting tarzı yüksek sesli istemde bulunmak sıra dışı bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Sn: Bakanım İsdemir işçisi, Çelik İş’in yetkisini istiyor !!!

Evet, kazanımlar önemli.

Hayatın her kesitinde ve hemen her konuda mücadele ve savaşlar vardır olmalıdır.

Ancak demokratik ve eşit şartlarda olması koşulu vardır.

Yetkisi düşmüş ancak kâğıt üzerinde yetkili olan Çelik İş Sendikası Çalışma Bakanlığına açtığı yetki davasının olduğu bu süreçte böylesine bir eylem yaparak hukukun işleyişini zedelemektedir.

Ancak Ak Parti yönetimi bu konuda yanlı veya taraf ise bu noktada da zaman içinde pürüzler ortaya çıkacaktır.

Ayrıca talepler ve istekler belirli kanun çerçeveleri ile sınırlıdır.

Yetki istiyoruz demek bir acizlik olarak gözlenirken yetkiyi hak ediyoruz demek biraz daha onurlu bir istek göstergesidir.

Yine İsdemir Yönetimine Suçlama

Aciz insan şikâyet eder,

Asil insan idare eder,

Basit insan iftira eder,

Sabırlı insan azim eder

Yetki istemek başka bir durumdur ..

Yetkiyi hak ettik ama vermiyorsunuz demek yine başka bir durumdur.

Çelik İş Sendikası greve başladığı günden itibaren sadece şikâyet ederek 15.ayını doldurdu.. Bu şikâyetlerin genellikle odak noktası İsdemir ve Yönetimi oldu. Hatta çoğu zaman şikâyet ötesi hakaret boyutuna varan söylemleri gündeme damgasını vurdu.

Son olarak İsdemir’deki işçi alımları yüzünden yetkinin düştüğünü iddia ederek yine işvereni zan altında bırakan Çelik İş Sendikası mücadelesini daima suçlu arayarak devam ettirmeyi sürdürmektedir.

Korku ve Sindirme Politikası

Ortada bir mücadele var ancak adı sokak kavgası değil olmamalıdır. İyi olan kazansın diyebileceğimiz türden adaletli bir demokrasi yarışı olmalıydı.

İşçinin haklarını en iyi savunabilen işçiye insanca yaşam standartlarını en iyi verebilen sendika doğru sendikadır.

Mücadelenin içinde kişiler değil haklar savaşır.

Mücadelenin içinde tehditler ve yıldırmalar değil insan hür iradesi olmalıdır.

Ancak son on beş aydır sadece yıldırma ve korku politikası yapan Çelik İş Sendikası işçiyi artık bezdirme noktasına getirmiştir.

İsdemir yönetimini sendikasız bırakacaklar söylemleri ile işçiye panik çığırtkanlığı yapanlar fabrikada ki uyum ve düzeni yıpratma noktasına ulaşmıştır.

Oysa her insanın bir aklı bu aklı doğru kullanabilecek hür iradesi bulunmaktadır.

Türk Metal Sendikası’nın

Ak Partili Emekçileri’de Oradaydı

Ak Parti Kongresinde Türk Metal Sendikasına üye emekçilerde hazır bulundu. Ancak bir sendikacı olarak değil bir işçi olarak değil Ak Partiye gönül vermiş birer nefer olarak kongredeki yerlerini aldılar.

Eğer doğru bulsalardı onlarda birer pankart açabilir aynı zamanda bakan konuşma yaparken sözünü kesip yetki istiyoruz diyebilirlerdi.

Ancak TMS üyeleri aynı zamanda Ak Parti gönüllüleri olarak nizama uygun davrandılar kurallar çercesin de hareketlerini sınırlı tutabildiler.

Yetki İşçiden İstenir !!!

Çelik İş Sendikası son on beş ay içerisinde yetkisini kaybetmemek adına her yolu denedi. Bu gün itibarı ile finale gelinen süreçte artık son çırpınışlarını deneyerek bir kongre salonunda ‘yetkimizi istiyoruz ‘diyerek kurumun saygınlığını kaybettirme noktasına ulaşmış bulunmaktadır.

Oysa gerçek şudur: Yetkiye ulaşmış iseniz bakanın görevi sadece bunu onaylamaktır.

Yetki sayısına ulaşamadığınız halde hükümetin bakanı size yetkilisiniz der ise o zaman bu hükümetin bakanı ve adaleti tartışma boyutuna gelebilir.

Yok, bakan tarafsızlığını koruyor ama siz ısrarla yetki istiyor iseniz yanlış merciden talepte bulunuyorsunuz demektir.

BEYLER YETKİYİ İŞÇİ ALIR, İSTERSE YİNE İŞÇİ VERİR….